Ağrı insan hayatında koruyucu bir mekanizmadır. Vucudun erken uyarı sistemidir. Genelde hasar ile ortaya çıkar, hasarlı dokunun iyileşmesi ile de geçer. Elimizi ateşe yaklaştırdığımızda ciltte oluşan yanma ağrıya neden olur ve elimizi refleks olarak çekeriz. Ya da kemik kırığında kemik uçlarının sürtünmesine bağlı olarak oluşan ağrı nedeni ile hareketsiz kalınarak ağrının geçmesi beklenir. Bunların hepsi koruyucu mekanizmalardır.Kimi durumlar da ağrı koruyucu olmaktan çıkmakta, kendisi bir hastalık halini almaktadır. Buna kronik ağrı(süregen ağrı) denir. Kronik ağrı içinde tanımlaması, takibi ve tedavisi hasta açısından zor olan grup nöropatik ağrıdır. Sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda oluşan uzun süreli ağrıya nöropatik ağrı adı verilir. Yakıcı, batıcı, bir şey saplanır ya da elektrik çarpar gibi olan ağrıların çoğu, tıp dilinde “nöropatik ağrı” olarak nitelenmektedir. Nöropatik ağrı, hastalar tarafından çeşitli şekillerde tanımlanabilir, örnek olarak “batıcı, delici, saplanıcı, yakıcı” tarzda gibi. Çok şiddetli olabilir, uzun süreli olabilir ve alışıla gelmiş ağrı kesici ilaçlara yanıt vermez. Nöropatik ağrı, diğer birçok ağrı tipinin aksine genellikle geceleri artar. Nöropatik ağrı yaşamlarımızda fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler yaratır. Uzun süreli ağrı; uyku bozukluğuna, sosyal yaşamın aksamasına, depresyon ve gerginliğe yol açar. Ağrı, kişiden kişiye farklı derecede olabilir, hatta aynı kişide günün farklı saatlerinde farklı algılanabilmektedir. Ağrı çok şiddetli olabilir; öyle ki, bazı hastalar çalışamaz, hatta giyisilerin yarattığı yanma hissi nedeniyle giyinemez hale gelmektedir. Nöropatik ağrıya neden olan başlıca durumlar arasında diyabet yani şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, zona gibi enfeksiyon hastalıkları, çeşitli damar hastalıkları, alkolizm, bazı nörolojik hastalıklar ve kanser yer alır. Bu gibi hastalıkları olan kişilerde uzun süreli ağrı ortaya çıktığında nöropatik ağrı olabileceği düşünülmektedir.
Nöropatik ağrı genel olarak 1000 kişiden 15’inde ortaya çıkmaktadır. Şeker hastalığına bağlı nöropatik ağrı, gelişmiş ülkelerde en sık rastlanan nöropatik ağrı tipidir. Yeni tanı konan şeker hastalarının %8’inde bulunan nöropatik ağrının, uzun zamandır şeker hastası olan kişilerde %61 oranına kadar çıkabildiği saptanmıştır. Nöropatik ağrının değerlendirilmesinde en güvenilir kanıt hastanın anlattıklarıdır. Nöropatik ağrı, sinir dağılımına uygun şekilde özel bir yerleşim sergiler, örneğin şeker hastalarında çorap, eldiven, tarzında ağrı oluşması tipiktir. Uzun süreli ağrı, batma, yanma, karıncalanma yakınmalarıyla doktora başvurduğunuzda, doktorunuz size ağrınızla ilgili birçok soru sorabilir ve muayneden sonra bazı tetkikler, kan tahlillerinin yanı sıra sinirlerde hasar olup olmadığını göstermek için yapılan EMG (elektromiyografi) gibi testleri içerebilir. Ayrıca hekiminiz ağrı seviyenizi ölçen kısa anketler de uygulayabilir.
Nöropatik ağrı tedavisi çok yönlü bir tedavidir, çeşitli ilaçlar kullanılabilir, cerrahi girişimler yapılabilir. Stresi azaltmaya yönelik psikolojik uygulamaların yararı olabilir. Nöropatik ağrıya neden olan hastalığın tedavi edilmesi gerekir, örneğin şeker hastalarında kan şekerinin sıkı kontrol altında tutulması önemlidir. Nöropatik ağrı sinir hücrelerinin harabiyetinden kaynaklandığı için alışılagelmiş ağrı kesici ilaçlara yeterince yanıt vermez. Nöropatik ağrılar, ilaç ile tedavi edilemediğinde Algoloji(Ağrı) Uzmanları tarafından uygulanan girişimsel yöntemler çözüm olabilmektedir. Sempatik sinir blokları, radyofrekans termokoagülasyon, kriyoterapi yöntemleri bunlardan bazılarıdır. Bu tekniklerde hastanın çok şiddetli olan ağrıları azaltılmakta aynı zamanda yüksek doz ve uzun süreli ilaç kullanmalarının da önüne geçilmektedir. Ozonterapi diyabet veya dolaşım problemine bağlı olan nöropatik ağrıda son dönemlerde kullanılan etkin bir tedavi yöntemi olmuştur. Ağrısız bir hayat sürmeniz dileği ile…. Doç. Dr. Hüsnü SÜSLÜ Algoloji( Ağrı) Uzmanı